Artık yaş almanın, daha az telaş etmenin yoksa farkındalığın keyfine varmanın tadından mıdır nedendir, ben sormaz oldum bunu kendime. Sadece çıktığım yolu hatırlamaya çalışıyorum. Üzerinde yürümek istediğim yol bu mudur, yolu birlikte almak istediğim insanlar şimdi şu an yanımdakiler midir? Bir planım var mıdır değiştirmeye, kaybolursam bir haritam, veya hatırlayınca yürekleneceğim annemin bir tavsiyesi var mıdır kalbimden ulaşacak kulaklarıma?
Ne istiyorum, nasıl ulaşırım, ulaştığımı nereden bileceğim ve o yolda kalmak için benim kararlılığımı neler sağlayacak?
Koç olmaya yol aldığım geçtiğimiz yıllar süresince, hep bu yol başlangıçlarımı, yollarımın öngöremediğim sonlarını, neyi yapmasaydım farklı olurdu, neyi yaptım o sayede olanları ve neleri yapmayı daha hayatıma katmamın beni istediğim yolda tutacağı iç seslerimi bu blogda paylaşmak istiyorum.
Tam da 49 yaşıma gireceğim 2011 yılına yaklaşırken, Aşık Veysel'in dediğinden farklı, bilmek isteyerek, ne haldeyimi farkederek, yol bir dakika miktarınca olsa da, menzile yetişmeye değil de, menzile varıncaya kadar keyif almaya çalışmanın yollarında kalmak istiyorum...
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Uykuda dahi yürüyom
Kalmaya sebep arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece
Kırk dokuz yıl bu yollarda
Ovada dağda çöllerde
Düşmüşem gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece
Düşünülürse derince
Irak görünür görünce
Yol bir dakka miktarınca
Gidiyorum gündüz gece
Şaşar Veysel işbu hale
Gah ağlayan gahi güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece
24 Ekim 2010 / 23.55