30 Aralık 2012 Pazar

Neden'i Olan Nasıl'a Katlanır


“NEDEN”İ olan, “NASIL”a katlanır. Nietzche


İşte tam da bu yüzden, koçluk nedenler için nasıl sorularının cevabını aratmıyor mu?  16 trilyonluk nerolojik yol ve dolayısıyla seçeneğe ulaşmak için neokortekse farkındalıkla çıkabilmek  için ne bekliyoruz ki? Öylesine basit ki esasen, tek bir sözcük, cisim, geçmişte bunu yapabildiğimize dair pozitif bir anıyı canlandırma ile bu mümkün olabiliyor.
Bugün Bebek şenliğine geç de olsa gidebildim. Cumartesi ve pazar gün boyu topuklu ayakkabılarda kalan ben, bir de Arnavutköy’den Bebek’e kadar yürüyünce, artık sızlamanın ötesine geçmişti ağrılarım. Derken nefis bir  müzik kulaklarıma ulaştı. Ne güzel çalıyordu grup ve ne güzeldi ortam. Kalabalıktı çok, herkes ellerinde birası, sallanıp duruyordu.  Müzik ile ben de çoştum, tam da o anın keyfini çıkarttım, ne geçmiş ne gelecek hiç ama hiç düşünmedim.
Sesleri farketmek ve tasniflemek benim için elimde olmadan yapageldiğim bir alışkanlık. İşitsel ağırlıklı bir program var içimde. Ses tonu beni rahatsız eden kişilerden örneğin mümkünse uzaklaşırım. İşim gereği birarada olmam gerekiyorsa, onların farklı güçlü özelliklerine odaklanıp, seslere olan odağımı kaydırırım.  Nedenburda bu insanlayım demek yerine, nasıl bu insanla keyif alarak kalabilirim diye düşünürüm. Birebir buluşmaları,  aynı anda konuşan bir sürü kişili ortamlara, tercih ederim.
Bir süredir Algı Yönetimi eğitimi için gruplarla biraraya geliyoruz. Her grubun dinamiği tabii ki bir diğerinden farklı oluyor. Kiminin enerjisi çok yüksek, kimi çok analitik, sorgulayıcı, kimi meraklı ve yeni birşeyler denemeye hevesli. Biz hep bol bol soruyoruz. “Nasıl bir sonuç elde etmeyi hayal ediyorsun? Bu sonuca nasıl ulaşabilirsin? Daha farklı ne yapmak istersin?” diye
Nasıl oluyor da içerik ve örnekler aynı olmasına rağmen, farklı farklı çıktılar, atılacak eylem adımları notları çıkıyor her defasında hayranlıkla seyrediyorum, notlar alıyorum. “Algı” gerçekten de herşey. Herkes kendi için özel olanı farkediyor ve seçiyor.
Gelecekte “mutlu” olmak adına kendileri için birşeyleri farklılaştırmak isteyen katılımcılar hemen nasıl yapabileceklerinin ipuçlarını almaya odaklanıyor. Bir kısmı da gerçekten neden bu böyle diye sorgulama kısmında takılıyor ve bir türlü nasıl yapabileceği sorularını uzunca bir süre duyamıyor.
Benim içimdeki mutluluğu artırmaya yönelik nasıl soruma cevabım;  “yeniden müziği daha aktif hayatına sokmalıyım” oldu. Aktiften kastım esasen basitçe uyanır uyanmaz bir keyifli cd yi çalmak, veya digitürkün müzik kanallarından birine ulaşmak.
Komşulara ayıp olmasın diye bunu yapmaktan hep vazgeçiyordum. Seslere duyarlı olduğum için, saat 23 den sonra TV yi bile kulaklıkla izleyen biri olarak, sabahın köründe de müzik açmıyordum. Hem de kaç senedir.
Bu kış Ankara’da iş için gittikçe evinde kalma fırsatı bulabildiğim bir arkadaşım, benim yüzümden sabah alışkanlığı olan TV haberlerini seyretmeyi terketmek zorunda kalmıştı. Sabah sabah felaket haberlerini savaşçı ses tonuyla sunan spikerleri duyarak güne başlamaya kesinlikle itiraz etmiştim de onun yerine bir müzik kanalına geçmeyi düşünememiştim.
Acaba sizlerin bunca basit farketmediği, ertelediği neleri vardır? Sadece tek birşeyi değiştirmek, kocaman bir sonuç üretebilir. Bu pazartesi benim için böyle başlıyor: Money for nothing/Dire Straits
Can Karaburçak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder