20 Şubat 2013 Çarşamba

Can’dan İç’ten Paylaşımlar



Can Karaburçak/Ağustos 2012
“Artık bana  kalsın istiyorum” dedi Zakiye Hanım. “Eşim çok çalıştı, cumartesi pazar demedi hep çalıştı. Bize emekli maaşımız yeter, çoluk çocuk da büyüdü çoktan. Artık bana kal diyorum ona.”
“Bana kal” ne güzel bir istek.
Çocukluğumdan beri karakterimden, burcumun aslan olmasına bağlayıp belki de bu burcun gereklerini yerine getirme endişesinden, hep her zaman tüm arkadaş gruplarımda program yapıcı, insanları, grupları birbirine tanıştırıcı, hadi hep beraber şuraya gidelim, bunu yapalım deyici, sohbetlerde herkesi güldürmeye, enteresan birşeyler anlatmaya çabalıyıcı olmak sorumluluğunu hissettim. O kadar herkesi aranmaya alıştırmışım ki sekiz sene gibi bir süre Ankara’ya iş için yerleştiğimde ve ben daha az onları arayabilir olduğumda beni kendiliğinden arayan kişilerin onlarca arkadaşımın arasından üçü beşi geçmediğini farkettim.
İstanbul’a geri döndüğümde de o üç beş kişiyi aramak bana yetti. Diğerleri ile “sadece zaman, mekan paylaşımı” yapmış olduğumu anladım, bu beni çok üzdü başlangıçta, zor kabullendim ama sonunda kabullendim.
“Akıllı olursan seni herkes sever” diyordu dün sahilde annesi 5 yaşındaki kızına. Sevgi alabilmek için akıllı olmaya çabalamak, komik, eğlenceli, eksantrik olmaya çalışmak. Takdir görmek, akılda kalmak, tanınır olmak için herşeyi herkesten önce öğrenmiş, bilmiş olmak, söylemiş olmak, okumuş olmak, yetmedi akılda tutmuş olmak,..şu olmak bu olmak.
Yaptıklarımın kaçını kendim için kaçını beni sevsinler, önemsesinler diye yapmaktaydım/yapmaktayım acaba?
Bugüne kadar gerçekten çok çalıştım. Hala da çalışıyorum.  Arkadaşlıklarımda, özel ilişkilerimde, gücümün ve aklımın yettiği, kendimden doğru baktığımda görebildiğim ölçüde, maddi manevi  hoşluklar yapmak için çok emek verdim, herkese çok zaman ayırdım. Onlar mutlu olduğunda ben de mutlu oldum. Veya daha doğrusu şu mu oldu diye düşünüyorum; kendim mutlu olmak için onları mutlu etmeye çalıştım. Daha derinde ise kesinlikle  daha çok sevilmek, vazgeçilmemek, hayat boyu birlikte olunmak için yaptım. Yanlış yok hiçbirinde. Kendim için yaptığım herşey doğru. Kontrol alanımın dışı olan diğer kişilerin istediğimi vermeleri için  yaptığım şeyler yanlış olmuş sadece.
Dün Zakiye Hanım’ın cümlesiyle birşeyler tekrar aydınlandı içimde.
“Kendime bugün farklı birşey söyleyecek olsam o ne olur ” sorusuna  yanıtım şu oldu:
“Can artık bana  kal”
Ya Siz?  Siz kime kalmak istersiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder